11 Şubat 2009 Çarşamba

Hat Sanatı'nın Tarihçesi

Hat sanatı, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. yüzyıl ve 10. yüzyıl arasında geçirdiği bir gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Hat, Arapça çizgi demektir.

Türkler, Müslüman olduktan ve Arap alfabesini benimsedikten sonra uzun bir süre hat sanatına herhangi bir katkıda bulunmamışlardır, bu dönemde Hat sanatının Mükemmel örneklerine Rastlamak mümkün değildir.Bu dönemdeki biçim ve üslup var olan gelişmiş Türk Hat Sanat'ına benzememektedir. Türkler hat sanatıyla Anadolu'ya geldikten sonra ilgilenmeye başladığı tahmin edilmektedir. Bu alanda en parlak dönemlerini de Osmanlılar zamanında yaşadılar. Yakut-ı Mustasımi'nin Anadolu'daki etkisi 13. yüzyıl ortalarından başlayıp 15. yüzyıl ortalarına kadar sürdü. Bu yüzyılda yetişen Şeyh Hamdullah (1429-1520) Yakut-ı Mustasımi'nin koyduğu kurallarda bazı değişiklikler yaparak Arap yazısına daha sıcak, daha yumuşak bir görünüm kazandırdı. Türk hat sanatının kurucusu sayılan Şeyh Hamdullah'ın üslup ve anlayışı 17. yüzyıla kadar sürdü. Hafız Osman (1642-98) Arap yazısına estetik bakımdan en olgun biçimini kazandırdı. Bu tarihten sonra yetişen hattatların hepsi Hafız Osman'ı izlemişlerdir.



Türkler altı tür yazı (aklâm-ı sitte) dışında, İranlılar'ın bulduğu tâlik yazıda da yeni bir üslup yarattılar. Önceleri İran etkisinde olan tâlik yazı 18. yüzyılda Mehmed Esad Yesari (ölümü 1798) ile oğlu Yesarizade Mustafa İzzet'in (ölümü 1849) elinde yepyeni bir görünüm kazandı. Türk hat sanatı 19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında da parlaklığını sürdürdü, ama 1928'de Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilince yaygın bir sanat olmaktan çıkıp yalnızca belirli eğitim kurumlarında öğretilen geleneksel bir sanat durumuna geldi.

İslâmiyetin doğuşu sırasında Araplar «kufi» denen bir yazı biçimi kullanıyorlardı. Hattat denen yazı ustaları daha sonra değişik biçimde yazılar icat ettiler; «nesih» ve «sülüs» denen yazılar ortaya çıktı. Arap hat ustalarından Yâkuti Mustasımî hat sanatında kullanılan altı çeşit yazının (nesih, sülüs, celî, talik, rik'a, divanî) kurallarını tespit etti. Ondan sonra süsleme sanatları arasında yer alan yazı sanatı bir meslek haline geldi, büyük bir gelişme gösterdi. Türk sanatçıları Arap yazısını güzel sanat haline getirdiler.

Büyük Hattatlar
İlk büyük Türk hattatı Şeyh Hamdullah'tır (1436-1520). Şeyh Hamdullah'ın altı çeşit yazıda yarattığı üslûp XVI. yy.dan günümüze kadar hemen hiç değişmemiş, ondan sonra gelen hattatların hepsi onun gibi yazmağa özen göstermişlerdir. Süleymaniye Camii'ndeki yazıları Ahmet Karahisarî, Ayasofya'nın içindeki büyük yazıları Kazasker Mustafa İzzet Efendi yazmıştır. Hafız Osman ise yazdığı Kur'an'larla bütün İslâm ülkelerinde haklı bir şöhret kazandı.



Hat Sanatının Sonu
Eskiden din kurumlarından kitaplara, evlerin duvarlarına kadar her yerde kullanılan bu elsanatı 1928 yılında yeni Türk harflerinin kabulüyle eski önemini yitirdi. Şimdi bu sanat ancak eski camilerin onarımında, bazı meraklı kimselerin evlerine asmak için yaptırdıkları levhalarda, bir de mezar taşı yazılarında kullanılmaktadır. 
(Çalışma ve makele alıntıdır)

1 yorum: